Öğretmenlere Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni anlattı Öğretmenlere Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni anlattı

Gıda Mühendisleri Odası Tekirdağ İl Temsilcisi İnci Mine İrkin, 16 Ekim Dünya Gıda günü dolayısıyla basın açıklaması yayımladı. İrkin, artan küresel nüfus, iklim değişikliği ve doğal kaynakların giderek daha sınırlı hale gelmesinin, gıda üretimi ve dağıtımı konularındaki zorlukları daha da belirgin hale getirdiğini belirtti. 
Bu nedenle, gıdanın yalnızca bir tüketim maddesi değil, aynı zamanda insan sağlığı, çevre ve toplumlar üzerinde doğrudan bir etkisi olan stratejik bir unsur olduğunu vurgulayan İrkin, konunun önemine dikkati çekti. 

Tüm süreçlerin bilimsel ve sürdürülebilir olması gerektiğinin altını çizen İrkin, şöyle devam etti:
 “Gıda mühendisleri olarak gıdanın tüketimine kadar tüm süreçlerin bilimsel ve sürdürülebilir bir temelde yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Her gün karşılaştığımız sorunlar ve riskler, bizlere şunu hatırlatıyor: Gıda mühendisliği, sadece bir meslek değil, topluma karşı önemli bir sorumluluk taşıyan bir misyona sahiptir. Gıdanın güvenilir, sağlıklı ve yeterli miktarda temin edilmesi, yalnızca bireylerin sağlığını koruma ile kalmaz, aynı zamanda sosyal adaletin ve ekonomik sürdürülebilirliğin de temel taşıdır. Günümüzde milyonlarca insan açlıkla mücadele ederken, diğer yanda gıda israfı korkunç boyutlara ulaşmış durumda. Bu çelişkiyi çözmek ve herkesin sağlıklı ve dengeli beslenmeye erişebilmesini sağlamak için bireysel ve kurumsal düzeyde daha bilinçli adımlar atmalıyız. Gıda israfını en aza indirgemek, yerel üretimi ve organik tarımı teşvik etmek, çevre dostu üretim yöntemlerine yönelmek ve bu alanda yenilikçi çözümler geliştirmek, gelecekte daha sürdürülebilir bir dünya için kaçınılmaz adımlardır. ‘’ 

ÜRETİMDEN SOFRAYA KADAR DENETİMLER YAPILMALI
İrkin, şu değerlendirmelerde bulundu:
 ‘’Gıda güvenliğinin sağlanmasında denetimlerin önemi, hiç olmadığı kadar büyüktür. Üretimden sofraya kadar her aşamada etkili denetimler yapılması, sağlıksız veya standart dışı gıda ürünlerinin önüne geçilmesi için vazgeçilmezdir. Bu denetimlerin artırılması, hem tüketici sağlığını koruma hem de toplumun gıda güvenliğini teminat altına alma açısından kritik bir rol oynar. Gıda güvenliğinin sağlanmasında sorumlu her kurumun, bu denetimleri sıkılaştırarak üzerine düşeni yapması gerektiğine inanıyoruz. Taklit ve tağşişin önlenmesi, gıda güvenliği için en önemli adımlardan biridir. Tüketicinin sağlığını riske atan, haksız rekabete yol açan ve güven kaybına neden olan bu uygulamaların önüne geçebilmek için gıda denetimlerinin artırılması, caydırıcı cezaların uygulanması ve halkın bilinçlendirilmesi kritik öneme sahiptir. Gıda mühendisleri olarak, gıdada taklit ve tağşişin tespit edilmesi ve önlenmesi konusunda daha sıkı kontrollerin yapılmasını talep ediyoruz. Üreticilerin etik davranması, tüketicilerin ise ürünlerin kalitesine dair bilinçlenmesi için denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve şeffaflığın sağlanması gerekmektedir.’’ 

HEPİMİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMALIYIZ
Gıda Mühendisleri Odası Tekirdağ İl Temsilcisi İnci Mine İrkin, bu noktada gıda mühendislerinin kilit rol oynadığını vurguladı. 

Gıda güvenliğinin ancak bu alanda uzmanlaşmış profesyonellerin aktif katılımıyla sağlanabileceğine işaret edene İrkin, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu nedenle, ülkemizde gıda güvenliğini güçlendirmek ve sağlıklı üretim süreçlerinin sürdürülmesini sağlamak için gıda mühendislerinin atanmasına olan ihtiyaç her zamankinden daha fazladır. Kamuda gıda denetimlerini ve kontrol mekanizmalarını daha etkili kılmak adına gıda mühendislerinin daha fazla istihdam edilmesi gerekmektedir. Atama bekleyen gıda mühendislerinin, gıda güvenliği ve halk sağlığı adına görev alması hayati önemdedir. Bu bağlamda, Gıda Mühendisleri Odası Tekirdağ İl Temsilciliği olarak, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, gıda teknolojilerinin geliştirilmesi ve gıda güvenliğinin sağlanması yönünde çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Bizler, bu Dünya Gıda Günü’nde tüm paydaşları; üreticileri, tüketicileri, kamu kurumlarını ve sivil toplum kuruluşlarını ortak bir sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, gıda güvenliği bir toplumun refahı, sağlığı ve geleceği için vazgeçilmezdir. Unutmayalım, geleceğin gıdasını güvence altına almak, bugün alacağımız kararlara bağlıdır. Hep birlikte, daha sağlıklı, daha güvenli ve daha sürdürülebilir bir dünya inşa etmek için üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz.’’

Kaynak: Abdullah Yalçın