Daima babasının izinden giden ve onun ismini doğup büyüdüğü şehirde yaşatmak için yıllarca uğraşan Berna İçöz, Tekirdağlıları tiyatroyla tanıştıran babasının izlerinin silinmemesi için çabalamayı sürdürüyor. İçöz geçtiğimiz günlerde gerçekleşen belediye tiyatrosu oyununa, bu uğurda yıllarca emek verenlerin davet edilmediğini söyledi.
Bertolt Brecht’in kurduğu Epik Tiyatro türünün örneklerinden biri olan Puntila Ağa ve Uşağı Matti isimli oyun, Prof. Dr. Ümit Aydoğdu rejisi ile Çarşamba günü Tekirdağ Yılmaz İçöz Sahnesi’nde Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu tarafından sahnelendi.
İçöz’ün kızı Berna İçöz, oyun sahnelendikten sonra sosyal medya hesaplarından bir paylaşımda bulundu. İçöz paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“Sayın Candan Başkanım ne mutlu bizlere ki sizin ilk kez bir sanat paylaşımınıza tanık olduk. Ama bu şehir tiyatrosunun kurulması için babam 50 yıl mücadele verdi o şehirde . Tabii bürokrasi engeli yüzünden olmadı. Ama geçen yıl kurulacağı müjdesini alınca çok mutlu olduk ailecek ve ilk kurulma kararından bu duruma gelene değin çabası, mücadelesi, heyecanı ile öyle bir kültür daire başkanı vardı ki bizi tekrar o kente bağladı. Çünkü yapılanlar yüzünden yaşadığımız, doğduğumuz şehirden uzaklaşmıştık… O gece oyunda o büyük emeklerle kurduğu tiyatroda sayın Alpaslan Kurtoğlu’nu göremeyince davet edilmediğini öğrendim. O koltuklarda gururla oturup hazırı sahiplenmek kolaydır başkanım. Ama ben sadece sizinle tanışmak için, bir merhaba diyebilmek için bile bir randevu alamadım. Zaten artık bir önemi de kalmadı. Sizden rica ediyorum, o şehir tiyatrosu o kent için çok önemli ve işi bilenlere teslim edin. Bilmeyenlerin kestiği ahkamlara inanmayın. Siz sadece belediyenin bir kültürel etkinliği gibi görebilirsiniz, 2-3 foto paylaşıp görevinizi tamamlamış olabilirsiniz o tiyatro için, ama takdir edersiniz ki bizleri bile 2. plana atan, sadece o şehirde 55 yıl tiyatro mücadelesi veren bir adamın kızı olarak söz hakkım olduğunu düşünüyorum. Dilerim dikkate alıp bir an önce bilmeyenler yerine bilenlere teslim edersiniz. Biz de sizi o zaman ayakta alkışlarız.”
Paylaşımdan sonra gazetemize özel açıklamalarda bulunan Berna İçöz, “Şu ana kadar kültür sanatla aynı cümle içinde bile görmediğimiz, sadece düzenlediği festivallerle öne çıkan bir başkan Candan Hanım. Kentinin sorunlarını bilmeyen, o şehrin kanayan yaralarına, geçmişine, değerlerine yabancı biri olarak gelip koltuğa oturmuş ve sonrası her konuda zarar ziyan…
Tiyatroya yıllarca hizmet veren, saatlerini bu yolda fedakarca harcayan eski Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Alpaslan Kurtoğlu’nu eski başkan Kadir Albayrak giderayak zaten görevden alıp alakasız bir bölüme vermişti.Halbuki kendisi Tekirdağ’da şehir tiyatrosu kurulurken büyük bir vefa örneği gösterip Yılmaz İçöz’ün ailesini, yani bizleri arayıp oraya davet etmişti. Bir çok konuda fikrimize değer vermişti. Şu anda yerine geçen her kimse ne bizi ne de kendisini pek ilgilendirmiyor olacak ki, tiyatro için herhangi bir davet alamadık. Kurtoğlu’nu aradığımda kendisi de davet edilmediğini belirtti fakat oyunun olduğu gece salon belediye çalışanları tarafından doldurulmuştu.
Hazır oyuna konmak kolaydır. Kendi ekibim diye tutturarak iş bilmeyenleri olur olmaz oyunların içine sokup tek yapacağınız şey o tiyatronun kalitesini düşürmek olacaktır. Tamam kültürle sanatla çok ilgin olmayabilir, tiyatrodan anlamazsın ama koca bir şehrin karşısına çıkacaksan en azından tiyatroyu bilenden ya da bu işe yıllarca emek verenden bilgi alabilirsin, onlara danışabilirsin… Oyunun zaten genel sanat yönetmeninin ayrıldığını duydum. Bu ekiple çalışmak istemediğini belirtip gitmiş. Yerine sözde tiyatrocu biri ile görüşüldüğü bilgisi geldi kulağıma. Kendisini çok iyi tanırım, bu işlerden ciddi anlamda pek anlamayan ve sanata para için yönelen biridir. Halbuki bu kentin gerçek bir sanata ihtiyacı var. Bu işi para gözeterek yapanlar bu işte gönlü olmayanlardır.
Candan Hanımla görüşmek için çok çabaladık. Kendisinden randevu bile alamadık. Sanat konuşmaktan, bir şehrin değerlerini konuşmaktan, bu konularda fikir alışverişi yapmaktan çekinecek ne var? Kendisi halkın bir çok kesimine aynısını yapıyormuş. Kimse kendisi ile ileişime geçemiyor. Biraz vefa, biraz iyi niyet, emeğe saygı beklediğimiz…
Babam Türk tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul’un görevlendirmesiyle Tekirdağ’daki ilk tiyatroyu kurmuştu. Dileğimiz Tekirdağ’ın aynı kalitede tiyatroya ulaşabilmesi. Elimizden ne gelirse bizler de yapmaya hazırız. Tabii baş rolde iletişimsizlik ve liyakatsizlik yoksa…”