Nurten Yontar, TBMM’de yaptığı konuşmada, “Huzur hakkı" başlıklı ek 29'uncu maddesinde değişiklikler yapılarak birçok bürokrata ayda 4'ü geçmemek üzere huzur hakkı ödenmesine ilişkin düzenleme yapılmakta olduğunu belirtti.
“Ödenecek bu huzur hakkında, sadece damga vergisi ödenecek olup gelir vergisi ilgili kurum tarafından kişi adına ödenecektir” diyen Yontar, şöyle devam etti:
“ Ya, nasıl ince bir düşünce bu böyle, değil mi? Çünkü bürokratlarınızı öyle bir alıştırdınız ki artık yüksek tek maaş bile hiçbirine yetmiyor. Dikkatinizi çekiyorum, ayda 4 maaş. Halbuki özel sektörde çalışan üst düzey yöneticileri maaşlarına ek olarak aldıkları her tür geliri gelir vergisi beyannamesi düzenleyerek vergilerini ödemekle yükümlüler. Eğer iktidar vekilleri bir hak vermek istiyorsa Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu'nun 30'uncu maddesi hükümlerine göre sözleşmeli personelin iş sonu tazminat hakkını versin. Anayasal bir hak olan iş sonu tazminatının millî iradenin temsil edildiği Mecliste yıllardır gasbediliyor olması kabul edilemez.”
Bütün ikazlarına ve tüm emeklilere ödeme yapılması gerektiğini söylemelerine rağmen ilk 5 bin liralık ikramiyenin sadece çalışmayan emeklilere ödendiğini aktaran Yontar, “ Ama Cumhurbaşkanına yakın olan bürokratlar söz konusu olunca kesenin ağzını açtınız. Bir de "Nasıl olsa bu bir torba kanun..." deyip yandaşınıza ve iktidarınıza fayda sağlayacak her türlü maddeyi de bu çorbaya benzeyen torba yasaya katıyorsunuz. Çalışan ve ÇKS'ye kayıtlı emekliye iki ay sonra vereceğiniz bu 5 bin lira bugün aşağı yukarı 300 lira değer kaybetti. Emeklinin gözünün içine baka baka "İşte bu torba yasaya aldık ve ödüyoruz." deyip kendi bürokratlarınızı daha zengin etmenin yollarını buluyorsunuz. Bu maddeler hâlbuki tali komisyonlarda görüşülmeden geçirilmemeli, öncelikle bu komisyonlarda görüşülmeli, sonra yasalaştırılmalıdır. Bu madde geçse bile Anayasa'ya aykırılığı dolayısıyla yine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal kararı verilecektir” ifadelerini kullandı.
“HER AY BEŞER BİN LİRA DAHA VERİLEBİLİR”
Emekli maaşlarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Yontar, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın milletvekilleri, TÜİK verilerine göre enflasyonun yüzde 62 olduğu bir ortamda, en düşük emekli maaşı olan 7.500 liranın en az asgari ücret seviyesine yükseltilmesini sizin reddetmenize rağmen biz hala talep ediyoruz. Esnafın, çiftçinin, dar gelirlinin durumlarının her geçen gün daha da kötüleştiği bir ortamda bence bu kesimlere her ay beşer bin lira verebilmelisiniz. İş bulamayan bu kadar gencimiz varken, kiracılar ev bulamazken, bütçe bu kadar açık veriyorken, gelir dağılımındaki eşitsizlik halkı perişan etmişken iktidarınıza yakın bürokratlara 3-5 maaş verilmesi vicdanınızı hiç sızlatmıyor mu? Ülkemizin hazinesinden faizcilere, tefecilere, 5'li çetelere milyarlarca lira aktaran iktidar maalesef ki çalışanlarımızı, emeklimizi, engellilerimizi, gençlerimizi, çiftçimizi, esnafımızı görmezden gelmektedir. Dünyanın tüm gelişmiş ülkeleri çalışanları refahta buluştururken siz tüm toplumu yoksullukta buluşturuyorsunuz. Neden? Çünkü ülkenin kaynaklarının hazinesini kimi 3 kimi 5 yerden maaş alanlara aktarıyorsunuz.”
CAN ATALAY KARARI
“Son olarak, dün Anayasa Mahkemesinin Can Atalay hakkındaki 2'nci hak ihlali kararının gerekçesi Resmî Gazete'de yayınlandı. Buna göre, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay'ın serbest bırakılması konusunda verdiği kararı Yargıtay hakkı olmamasına rağmen sorgulayabilmektedir. Böyle bir garabet yaşıyoruz işte. Defalarca söyledik, yine söylüyoruz: Hukukun olmadığı yerde ot bitmez, can ve mal güvenliği olmaz, devlete inanç ve güven kalmaz. Hukuk, dünyadaki tüm toplumlar için ekmek gibi, su gibi olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır. Ülkemizde adalet sistemine güven kalmadığı için hiçbir yatırım gelmemektedir, var olan fabrikalar da birer birer kapılarına kilit vurup kendilerinin güvende olabilecekleri ve hukukun olduğu ülkeleri tercih etmektedirler. Dolayısıyla, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve sürdürülmesi bir ülkenin geleceğinin teminatıdır. Siz, bunlara uymayarak her türlü kararı ihlal ediyorsunuz ancak şunu biliyor ve görüyoruz ki adaletli bir hukuk düzeni tesis edilmeden yaşadığımız ekonomik sıkıntılardan kurtulmamız mümkün değildir. Dolayısıyla, bu maddenin söz konusu kanun teklifinden çıkarılmasını talep ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.”