Türkiye’de uzun süredir devam eden ekonomik kriz, toplumun her kesimini gün geçtikçe daha da zorluyor. Bu krizden etkilenenlerin başında ise emekliler geliyor. Son yapılan zamla en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira olurken, Tekirdağ’da oturulabilecek bir evin kirasının bile 15 bin liralardan başlaması, gelinen vahameti gözler önüne seriyor.
“YEMEDEN İÇMEDEN KISIYORUZ”
Tekirdağ’da 61 yaşındaki emekli Zekeriya Kılıç, son zamla 12 bin 500 lira maaş almaya başladığını, ancak bu maaşın çok yetersiz kaldığını söyledi.
İki çocuk babası Kılıç, kendi evi olmasına rağmen ayın sonunu güçlükle getirdiğini anlatarak, “Ay sonunu getirebilmek için yemeden, içmeden, her şeyden kısıyoruz. Gezmeye bir yere gidemiyoruz. Bu maaşla nasıl geçinelim. Tekirdağ diğer illere göre biraz daha pahalı. İçki ve sigaram yok, buna rağmen yettiremiyoruz. Allah’tan evim kira değil. O da olmasa nasıl yaşardık bilemiyorum. Çocuklarıma bir gelecek sunamıyorum, çok üzgünüm” dedi.
Kılıç, en düşük emekli maaşının 25 bin lira olması gerektiğini ifade etti.
2024 yılının “Emekli Yılı” ilan edildiğini anımsatan Kılıç, “Emekli Yılı’nın herhangi bir katkısını görmedik. Başka şehirlerde imkanlar sunulmuş ama zaten biz buralara gidemiyoruz. Bize paramızı versinler biz kendimiz istediğimiz yerlere gidelim” diye konuştu.
KİRAN VARSA SÜRÜNÜRSÜN
75 yaşındaki emekli Mehmet Özden ise sözlerine, “Bu emekli maaşı ile kiran yoksa aç ölmezsin, kiran varsa sürünürsün” diyerek başladı.
Otuz senedir emekli olduğunu ve 14 bin 850 lira maaş aldığını anlatan Özden, şöyle konuştu: “Biraz insanca yaşayabilmek için en az 25 bin lira emekli maaşı olması lazım. Üç kez asgari ücrete zam geldi, benim maaşımda herhangi önemli bir artış olmadı. Bu adalet değil. Bu işten bir şey anlamadım. Yan gelirlerim olmasa hayatta geçinemem. Yol geçiş ücretlerine yüzde 40 zam yapıldı, bize yüzde sıfır. Çok adaletsiz bir durum.”
SANDIKTA KONUŞACAKSIN
İsmini vermek istemeyen 70 yaşındaki başka bir emekli ise şu ifadeleri kullandı: “Koy cebine 10 bin lirayı, bakalım ne kadar geçinebileceksin. Emekli Yılı’nın da bir faydasını görmedik. Fazla bir şeyler söylersem, almaya gelirler birazdan. Suç bizim. Sandıkta konuşacaksın.”