Soru önergesinde, KYK yurtlarında öğrencilerin ancak 7’de 1’inin barınma ihtiyacının karşıladığını belirten Avşar, açıkta kalan öğrenciler için bir planının olup olmadığını sordu.
Avşar, önergede ihtiyaç sahibi öğrencilerin durumunu, sağlanan desteklerde tekerrürün önünü almak için ortak veri tabanına sahip bir modülün olup olmadığını, özel yurtların denetimlerini, yurtların depreme dayanıklılık durumları ile yurtlarda asansör, merdiven ve diğer ortak kullanım alanlarının bakım ve onarım işlemlerinin yapılıp yapılmadığına dair sorular yöneltti.
“Yükseköğretim Kurulu verilerine göre ülkemizde 2023-2024 eğitim öğretim dönemi, 208 üniversitede 7 milyon 81 bin 289 ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisi ve 184 bin 411 öğretim elemanıyla tamamlanmıştır. Bu öğrencilerin 961 bin 194’ü mezun olmuştur”, diyen Avşar, “Bununla birlikte 2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı ile lisans ve ön lisans programlarına yerleşme hakkı kazanan aday sayısı ise toplam 987 bin 388 olmuştur. Dolayısıyla 7 milyon civarında öğrencimiz aktif eğitim öğretim hayatına devam etmektedir” şeklinde konuştu.
Avşar, Bakanlık verilerine göre Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun toplam yurt kapasitesi 1 milyon civarında olduğu ve öğrencilerimizin ancak 7’de 1’ine barınma imkanı sağlayabildiğini söyledi.
Avşar, şunları kaydetti:
“Bu şekilde Bakanlığın piyasaya göre daha avantajlı şartlarda sağladığı bu yurt imkanı sınırlı kalınca öğrenciler, en temel ihtiyaç kalemleri olan barınma konusunu özel yurtlarla veya ev kiralamak suretiyle gidermek zorunda kalmaktalar. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumun tetiklemesiyle öğrencilerin çoğunluğunun kendi ailelerinin imkanlarıyla bu barınma sorununu çözme ve gündelik ihtiyaçlarını karşılama durumu ortadan kalkmıştır.”
Avşar, bu durumun özellikle büyük kentlerde okulla birlikte gençleri, ihtiyaçlarını karşılama arayışına sevk ettiğini, yarı zamanlı ve çok niteliksiz işlerde çalışmak zorunda bırakıldığını, dolayısıyla gençlerde odak noktasının kaydığını, konsantrelerinde ve öğrenme motivasyonlarında düşüşe sebep olduğunu belirtti.
“ 5 YILDA 2 MİLYON ÖĞRENCİ ÜNİVERSİTEDEN AYRILDI”
Avşar, “Bununla birlikte üniversite sonrası istihdam endişesi ve beyaz yakaya göre mavi yakanın ortalama ücret farkı gibi sebeplerin de etkisiyle zaman içinde öğrenciler arasında okulu bırakma oranı yükselmiştir. Bu durumu Yüksek Öğretim Kalite Kurulu’nun Gösterge Değerleri Raporu’u ortaya koymaktadır. Rapora göre 2015’te 98 bin öğrenci üniversiteden ayrılırken bu sayı 2017’de 150 bine yükseldi. 2018 yılından bu yana ise 300 binin üzerinde seyretmektedir. 2015-2022 yılları arasında 2,3 milyon öğrenci üniversiteden ayrılırken bunun neredeyse 2 milyonu son beş senede gerçekleşmiştir”, şeklinde ifadelerde bulundu ve Bakan Bak’a bir dizi soru yöneltti.
“6 MİLYON ÖĞRENCİ İÇİN BİR PLANINIZ VAR MIDIR?”
“Bakanlığınızın sağladığı yaklaşık 1 milyon yurt kapasitesi göz önüne alındığında ülkemizde toplam 6 milyon civarında öğrenci barınma sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır”, diyen Avşar; “Sorumlu Bakanlık olarak bu hususta açıkta kalan öğrencilere yönelik bir planınız var mıdır? Bu konuda bir açıklamada bulunacak mısınız?”, şeklinde sorular sordu.
Öğrenci ihtiyaçları ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlar dikkate alınarak ihtiyaç sahibi öğrencilere yönelik bir destek paketinin (fatura desteği, gıda desteği, ulaşım desteği, giyim, okul araç gereç vb.) olup olmadığını soran Avşar; “Varsa kişi ve ihtiyaç bazında miktarı ve cinsi nedir? Bu çalışmayı geliştirmek için neler yapmaktasınız?”, dedi.
İhtiyaçları giderme noktasında ortak hareket etmenin önemini vurgulayan Avşar; “Bir öğrencinin temel ihtiyaçları (barınma, beslenme, ulaşım) göz önüne alınarak belediyeler, diğer kamu kurum ve kuruluşları, ilgili resmi STK'lar ve özel girişimciler tarafından sağlanan destekler bakımından tekerrürün önünü almak, ihtiyaç nispetinde adaleti sağlamak amacıyla bir protokol çerçevesinde hazırlanan ve ortak veri tabanına sahip bir modülünüz var mıdır? Şayet yoksa bu işbirliğini geliştirmek ve ortak hareketi sağlamak üzere böyle bir çalışmayı koordine etmeyi düşünüyor musunuz?”, şeklinde konuştu.
“ÖZEL YURTLAR NE SIKLIKTA DENETLENİYOR?”
Özel yurtların denetlenmesi meselesine değinen Avşar; “Bakanlığınızın tarafından özel yurtların denetimleri nasıl yapılmaktadır? Uygulanan ücret tarifesi, öğrencilerin sözleşme gereği alması gereken hizmet kalitesi, ihtiyaçları karşılama oranı, sağlık, güvenlik ve hijyen koşulları bakımından öğrencilerin hak ve menfaatlerini korumaya yönelik denetim ve gözetim anlamında yaptığınız uygulamalar nelerdir? Bu hususta öğrencilerden talep ve şikâyetler almakta mısınız?”, dedi.
Deprem gerçeğini hatırlatan Avşar, “Gerek KYK yurtları gerekse özel yurtların depreme dayanıklılık durumları nedir? Depreme karşı riskli yapı tespitleri yapılmış mıdır?”, dedi.
Geçen dönem ölümlü asansör kazalarının yaşandığını vurgulayan Avşar; “Asansör, merdiven ve diğer ortak kullanım alanları ilgili yönetmelik hükümlerine göre bakım ve onarım işlemlerinden geçirilmiş midir?”, dedi.
Gençlerin çağın şartlarına ve gereklerine uygun yetişmelerini sağlamak gerektiğini söyleyen Avşar; Bu hususta diğer paydaş kurumlarla (Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, belediyeler, ilgili STK'lar, özel sektör vb.) gençlerin yurtiçi ve yurt dışında bilim, teknoloji, eğitim, kültür, sanat, spor vb. alanlarda düzenlenen organizasyonlardan faydalanmaları için yaptığınız ortak çalışmalar ve girişimler var mıdır? Varsa bu hususta neler yapılmaktadır?” şeklinde sorular sordu.