CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar, TBMM’de yaptığı konuşmada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
bütçesinin 2024 yılı için 334 milyar 349 milyon TL olarak belirlendiğini, bunun bütün bütçenin yüzde 3'üne denk geldiğini ve çok yetersiz olduğunu söyledi.
Türkiye'de sosyal yardım yapan kurumların sadece Bakanlıkla sınırlı olmadığını belirten Yontar, “Sosyal yardım ve dayanışma vakfı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye Kömür ve Türkiye Taşkömürü Kurumu, illerdeki sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik vakfı, belediyelerin sosyal yardımları var. Bu kadar yapı yetmezmiş gibi bir de biz Aile ve Gençlik Fonunu sayenizde oluşturduk ve siz burada onay verdiniz bu fona. Bu kadar çoklu bir yapının acilen tek merkezden organize edilmesi gerekmektedir çünkü yardımlarda mükerrerlik doğmakta, yardım yapılan aile sayısı tam olarak belirlenememektedir” dedi.
Toplumun yarısından fazlası açlık ve yoksulluk sınırının altındaki 11.400 liralık asgari ücretle geçindiğini ifade eden Yontar, “2022 yılında sosyal yardımlardan toplam 4,5 milyon hane yararlanmış, 1 haneyi 4 kişi olarak alırsak aşağı yukarı 20 milyona yakın insanımız yoksullukla mücadele etmektedir. 2002 yılında, AKP iktidara geldiğinde, sosyal yardım alan hane sayımız 1 milyon iken, bunlara yapılan yardım 1,3 milyar TL iken 2023 yılında 4,5 milyon haneye harcanan rakam 258,5 milyar olmuş. Bu rakam 2024 bütçesinde tüm sosyal yardımlarla 497 milyara gelmiştir. Burada bütçe rakamının 2023'ten 2024'e yüzde 100 artmasının en büyük nedeni olarak da yerel seçimlerin gelmesi olarak görmekteyim” diye konuştu.
Yontar, şunları kaydetti:
“AKP iktidarınızın sosyal politikası yoksulluğu aşmak değil, idare etmek, muhtaç bırakmak ve bunu da her zamanki gibi siyasi olarak kullanmak. ‘Seçim öncesi dağıt, seçim sonrası süründür. ‘düsturunu kullanıyorsunuz. Bakanlığınız yoksulluğun ve yaptığı yardımların artmasıyla övünmekte; yoksulluk yardımı övünülecek bir konu değildir, siz yoksulluğu azaltırsanız övünebilirsiniz. Bir de aile birliğinden bahsediyoruz fakat ne yazık ki televizyonlarda ahlaksız dizileri, hırsızlığı, mafyayı, çok eşliliği, kırdıyı, dövdüyü, silahı meşrulaştıran dizi ve filmleri göstererek aile ve toplum birliğinin bozulmasına sebep oluyorsunuz. Eğitim sistemimizi 4+4+4 yaparak kız çocuklarımızı eğitimden uzaklaştırdınız. Kadınları sosyal hayat ve çalışma hayatından uzaklaştırarak onların daha fazla doğum yapmasını ve evlere kapanmasını desteklediniz. Kadınlarımızın üçte 1'i işsiz, 4 gencimizden biri işsiz. Türkiye'de en zengin yüzde 20'lik kesim gelirin yüzde 48'ini alırken en yoksul yüzde 20'lik kesim de gelirin sadece yüzde 6'sını alabiliyor. Yoksulluğu bitirmeniz için özellikle kadınlarımıza ve gençlerimize istihdam alanı yaratmalısınız.”
Yontar, Türkiye’nin 8,5 milyona yakın 65 yaş üstü nüfusa sahip olduğunu ifade etti.
Bu vatandaşların en az yüzde 90'ının kronik bir hastalığı bulunduğunu aktaran Yontar, “Bu yaşlı nüfus diğer nüfusa göre daha çok yoksul ve özellikle kadın yaşlılarımız erkeklere göre daha da yoksuldur. Huzurevi ve yaşlı bakım merkezlerimiz bu yaşlı nüfusa hizmet vermekte maalesef ki yetersiz kalmakta çünkü Bakanlığa bağlı 169 huzurevimiz ve 18 bin yatak kapasitemiz var, özelde 266 huzurevi ve yine 18 bin yatak ve belediyelere bağlı da 3 bin yatak mevcut” dedi.
SÜLEYMANPAŞA HUZUREVİ YAPILMAYI BEKLİYOR
Yontar, “Tekirdağ'da yaklaşık 108 bin yaşlımıza karşılık 650 yatak kapasitesine sahip huzurevleri var. Bu da kapasitenin ne kadar düşük olduğunu ve yaşlılarımıza hükümet olarak sahip çıkamadığınızı göstermektedir. Tekirdağ'daki Süleymanpaşa Huzurevi deprem tehlikesi nedeniyle acilen boşaltılarak yaşlılarımız Malkara'da kapasitesi ful dolu olan huzurevine gönderildi ama bakım merkezi halen öyle yıkılmadan beklemekte” dedi.
Yontar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Engelli bireylerin istatistiki bilgileri en son 2011 yılında yapılmış, bu da nüfus ve konut araştırmasıyla yapılmış ve buna göre de 4 milyon 876 bin engelli vatandaşımız var, TÜİK verilerine göre 10 milyona yakın engelli vatandaşımız var, Engelli Sağlık Kurulu Raporu'na göre ise 3 milyon 40 bin engelli kaydı bulunmakta; ne kadar acı, 3 farklı kurum, 3 farklı sonuç; elimizde gerçek veri maalesef ki yok. 20 Şubat 2019 yılında yayınlanan yönetmelikle engellilik düzeyi "evet" "hayır" ibaresiyle belirtilirken sonrasında "tam bağımlı" "kısmi bağımlı" "bağımsız" ibaresine dönünce çok sayıda raporun engellilik oranında değişiklik olmuş, bu da ciddi mağduriyetler yaratmış. 50 kişinin üzerinde çalışan özel sektörde yüzde 3, kamuda yüzde 4 engelli çalıştırma kotası bulunmasına rağmen Türkiye'de engellilerin sadece 1 milyonu istihdam edilmekte. Denetim ve yaptırım maalesef ki yok. Engelli vatandaşlarımızın ücretleri SGK kapsamından çıkarıldı, Sosyal Yardımlaşma Vakfına devredildi. Engelli aylıkları hak temelinden muhtaçlık temeline geçişe zemin oluşturdu. Asgari ücretin dörtte 1'ini almakta engelli vatandaşımız, bu aylıkların Bakanlık tarafından acilen değiştirilmesini, düzeltilmesini talep etmekteyiz.”