Yeni adli yıl törenle açıldı. Tekirdağ Valiliği önünde düzenlenen törende, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcısı Erdal Şenol, Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Ünal Bingül ve Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Baro Başkanı Egemen Gürcün, adli yılın vatana ve millete hayırlı olmasını diledi.
Gürcün, şunları kaydetti:
“Yargının kurucu unsuru olan ‘bağımsız savunma’yı temsil eden biz avukatlar, hukuk devletinin asli unsurlarından olan yargı bağımsızlığının da teminatını oluşturmaktayız. Yurttaşların adalet arayışında yanı başında duran ve onların hak arama özgürlüğünün güvencesi olan yine biz avukatlarız. Yargılama meşruluğunu savunmadan, avukatın varlığından alır. 
Avukatlık Kanunu’nun 1. maddesinde belirtildiği üzere, avukatlık hem kamu hizmeti hem de serbest bir meslektir. Aynı madde, savunmanın yargının kurucu unsuru olduğunu da vurgulamaktadır. Avukatlar verecekleri nitelikli avukatlık hizmeti ile  sosyal ve ekonomik gelişmeye doğrudan etki etmektedir. TBB Kurucu Başkanı Av. Prof. Dr. Faruk Erem’in ifadesi ile avukat ‘sosyal konuların yüksek mühendisi’dir.”

 “KISITLAMA, BASKI VEYA TEHDİT OLMAMALI”

“Avukatların, bireylerin haklarını etkili bir şekilde savunabilmesi için herhangi bir kısıtlama, baskı veya tehdit olmadan, mesleki standartlara uygun ve yeterli ekonomik refah içinde çalışmaları gerekmektedir.
Elbette etkili bir avukatlık hizmeti, ancak tam bağımsız bir yargı ile mümkündür. Yargı bağımsızlığı ve güçlü savunma sayesinde evrensel hukuk normlarına dayalı sağlam bir hukuk devleti inşa edilebilir. Öte taraftan, Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesi, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunma görevini barolara vermiştir; bu nedenle, tüm hukuk ve insan hakları ihlalleri baroların görev alanındadır. Barolar da avukatların savunmadaki rolünü güçlendirerek ve hukukun gelişimine katkı sağlayarak yurttaşların temel haklarının korunmasında kritik bir görev üstlenmektedir. Bu bağlamda, Avukatlık Kanunu'nun yüklediği  sorumlulukla adaletin tesisi ve hukukun üstünlüğünün korunması adına, kimden ve nereden geldiğine bakılmaksızın hukuk ihlallerine karşı cesur ve kararlı bir şekilde mücadele etmek görevimizdir.”

“HAK İHLALİNE KARŞI TAVIR ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

“Bu açıdan, kurumsal gelenekleri ve bir hukuk kurumu olma kimliğiyle Tekirdağ Barosu, yalnızca ilimizde değil, ülke genelinde insana, doğaya ve tüm canlılara yönelik her türlü hak ihlaline karşı tavır almaya ve bu sorumluluğunu yerine getirmeye devam edecektir. Bu noktada ifade etmek gerekir ki İsrail'in dünyanın gözü önünde Filistin’de uyguladığı soykırım ve insanlık suçları, yaşam hakkının kutsallığını her zamankinden daha güçlü bir şekilde savunmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Bu konuda Baromuzun ve TBB’nin başlattığı ulusal ve uluslararası yasal girişimleri kararlılıkla takip edeceğimizin ve İsrailli yöneticilerin ülkemizde ve Uluslararası Ceza Mahkemesinde cezalandırılmaları gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz.

“CAN ATALAY VURGUSU”

“Öte yandan, Anayasa Mahkemesi'nin meslektaşımız ve Hatay milletvekili Can Atalay hakkındaki kararlarına uyulmaması hukukun üstünlüğü açısından konuyu kişinin bireysel durumu ile sınırlı bir mesele olmaktan da çıkartmıştır. Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmaması, hukuk sistemimizin güvenilirliğini ve etkinliğini ciddi şekilde zedelemekte, hukukun üstünlüğünü savunma sorumluluğumuzu da artırmaktadır”

“AVUKATLAR MALİ SORUN YAŞIYOR” 

“Avukatlar,  iş alanlarının giderek daralması ve yaşanılan ekonomik zorlukların getirdiği ciddi mali sorunlar yaşamaktadır. Bu bakımdan avukatların güçlü bir şekilde mesleğini ifa edebilmesi önündeki engellerin ve sorunların da ortadan kaldırılması zorunludur. Bugüne kadar avukatlık mesleğine ve Barolara dönük bir takım olumlu çalışmalar yapılmış ise de esasen bunlar bizlerin gerçek sorunlarını çözümünde yetersiz kalmış,  yargı reformu hazırlıklarında baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin ilettiği görüşler maalesef  dikkate alınmamıştır. Öte yandan birbiri ardına açılan hukuk fakülteleri neticesinde avukat sayısındaki orantısız artış ve avukatların iş alanlarının daralmasıyla ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar, avukatlık mesleğini itibarsızlaştıran eylem ve söylemler yanında avukata dönük engellenemeyen şiddet vakaları ile kadim mesleğimizi icra etmek giderek zorlaşmıştır. Bu sorunlarımızı konuşmak üzere 27 Nisan’da Ankara binlerce meslektaşımızla gerçekleştirdiğimiz ‘Büyük Savunma Mitingi’nde ifade edilen; Avukatların birikmiş adli yardım ücretlerinin tek seferde ödenmesi, Adli Yardım ve CMK ücretlerinin KDV’den muaf tutulması, genç avukatlara Bağ-Kur prim desteği, CMK ücretlerinin artırılması, kamu avukatlarına söz verilen özlük haklarının teslim edilmesi, avukatlara yönelik şiddete karşı caydırıcı cezaların getirilmesi, hukuk fakültelerine girişte başarı sıralamasının yükseltilmesi gibi bir kısım acil taleplerimizin karşılanması mesleğimize nefes aldıracak pansuman niteliğinde düzenlemelerdir. Unutulmamalıdır ki; Yurttaşlarımızın haklarını esaslı bir biçimde kullanabilmesi, onların temsilcisi olan avukatların her türlü sosyal ve ekonomik kaygılardan uzak etkin bir meslek ifa etmesi ile doğru orantılıdır. Bu bakımdan artık Türkiye’de yargı reformunun yanı sıra kapsamlı bir ‘Savunma Reformu’na ihtiyaç bulunmaktadır. Bu reformu Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu vatandaşlarının öngörülebilir bir hukuk sisteminde güçlü bir savunma ile var olmasını sağlamak adına gerçekleştirmemiz gerekmektedir.”

Gürcün, sözlerini şöyle tamamladı:

“Avukatlar olarak içinde bulunduğumuz ve her gün hissettiğimiz tüm olumsuzluklara karşın umut hep var. Zira, insan haklarının gelişimi sürecinde tarih boyu tehditlere maruz kalan, canları pahasına mesleğini yürüten avukatlar asla umutsuzluğa kapılmadılar. Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği gibi “Umutsuz durumlar yoktur, Umutsuz insanlar vardır”. Türkiye’de avukatlar, her türlü zorluğa rağmen mesleğin onurunu korumak yolunda dik durmaya ve umudu yaşatmaya devam edecektir. Bizlere bu kararlılık ve azmi veren, mesleğimizin tarihsel kodları yanı sıra,  en büyük eseri olarak nitelediği Cumhuriyeti bizlere miras bırakan ve en sıkıntılı anlarda dahi mücadeleden asla vazgeçmeyen kurucu önderimizdir.

Türkiye Cumhuriyetinin 100. yaşında, bir ulusun kaderini değiştiren mavi gözlü devrimcinin izinde vazgeçmeden yürüyen, Atatürk ilke ve inkılaplarını rehber edinen Tekirdağ Barosu mensupları olarak, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, insan hak ve özgürlükleri ile Cumhuriyet kazanımlarının korunması mücadelesinde her zaman taraf olacağız. 

Marmara Denizi'nde palamut kalmadı Marmara Denizi'nde palamut kalmadı

6 BİN 900 METREKARE ALANDA HİZMET VERECEK
Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Ünal Bingül ise konuşmasında, bu yılın Trakya için ayrı bir önemi olduğuna değinerek, Tekirdağ’a kazandırılan Bölge Adliye Mahkemesi’nin görevine başladığını ifade etti. Bingül, “6 bin 900 metrekare kapalı alanı olan 5 ceza ve 5 hukuk dairesi ile 10 daire başkanı, 30 üye ve 7 cumhuriyet savcısıyla birlikte vatana, millete ve devlete çok güzel hizmetler sunacağımızı biliyorum. Yeni adli yılın tüm meslektaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum,” dedi.

Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcısı Erdal Şenol, başta şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz olmak üzere tüm yargı şehitlerini rahmetle andığını belirterek, adli yılın açılışına katılan herkese teşekkür etti. Şenol, yeni kurulan Bölge Adliye Mahkemesi’nin Tekirdağ’da adaletin daha hızlı tecelli etmesini sağlayacağını kaydetti.

Valilik önünde düzenlenen çelenk sunma törenine; Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer, Tekirdağ Adalet Komisyonu Başkanı Kadriye Atalay Karaman, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Selami Yılmaz, Vali Yardımcısı Kaan Peker ile Vali Yardımcısı Günay Öztürk, İl Jandarma Komutanı Ahmet Çetin, İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı da katıldı.

Kaynak: Abdullah Yalçın