Tekirdağ Kadın Dayanışma Platformu tarafından Hasan Ali Yücel Meydanı’nda düzenlenen “Sıla Bizim Kızımız” başlıklı basın açıklaması yapıldı. 
Platform adına ortak metni okuyan Tekirdağ Kent Konseyi Başkanı Berrin Başol, “Bugün burada toplumumuzu derinden sarsan ve vicdanlarımızı yaralayan iki önemli sorun hakkında sesimizi yükseltmek için bir aradayız: çocuk istismarı ve çocuk cinayetleri” dedi. 
Bu insanlık dışı suçların, en savunmasız olan çocuklara karşı işlenen en vahim saldırılar olduğunu belirten Başol, “Bir toplumun en değerli varlıkları olan çocuklarımızın maruz kaldığı her türlü şiddet, istismar ve cinayet hepimizi derinden sarsmaktadır” diye konuştu. 

Başol, şunları kaydetti:
“Çocuk istismarı ve çocuk cinayetleri, sadece bireylerin değil, bir toplumun ahlaki ve vicdani çöküşüne işaret eden acı gerçeklerdir. Bu tür olaylar karşısında sessiz kalmak, insanlık değerlerine sırt dönmek demektir. Bilip de susmak suça ortak olmaktır. Hepimiz, bu suçlara karşı birlikte mücadele etmeli ve çocuklarımızın güvenliğini sağlamak için daha güçlü adımlar atmalıyız. Cezasızlık katilleri cesaretlendiriyor; her gün çocuklara, kadınlara karşı bir suç işleniyor. Bizler, çocuk istismarına ve cinayetlerine karşı daha caydırıcı ve etkili yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Yalnızca cezaların artırılması değil, bu suçları önlemeye yönelik kapsamlı eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarının da acilen devreye sokulması gerektiğine inanıyoruz. Şiddeti önleyecek olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun da İstanbul Sözleşmesi de etkin uygulanmalı, katiller hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdır. Çok üzgünüz çok öfkeliyiz ama eşit, özgür ve yaşanılır bir dünya için mücadelemizi daha da büyük bir kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.”
 
“ÇOCUĞA ŞİDDETİN HİÇBİR BAHANESİ OLAMAZ”

Toplumda çocuklara yönelik şiddetin hiçbir bahanesinin olamayacağını, bir kez daha güçlü bir şekilde vurguladıklarını ifade eden Başol, şöyle devam etti:
“Aileler, eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları ve devlet, hep birlikte çocuklarımızı bu tür tehditlerden korumak için daha güçlü bir iş birliği içinde olmalıdır. Her birey, çocukların yaşam haklarını ve güvenliklerini savunma sorumluluğunu taşımaktadır. Unutmayalım ki, bir çocuğun daha bu vahşete maruz kalmaması için her birimizin elini taşın altına koyması gerekmektedir.
Bu trajedilere karşı sessiz kalmayacağız. Çocuklarımızı koruyacağız, adaletin yerini bulması için mücadele edeceğiz. Hep birlikte daha güvenli ve mutlu bir gelecek inşa etmek için çalışacağız.

Biliyoruz ki bir ülkede kadınlar, çocuklar ve hayvanlar öldürülüyorsa o ülkenin geleceği katledilmiş demektir.  Susmak, her kayıptan sorumlu olmaktır.”

“SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ”
Başol, şu ifadeleri kullandı: 
“Narin'in öldürülmesi 7'den 70'e hepimizin yüreğini dağladı. Bizler bu acılara yabancı değiliz. Benzer acıları, kaybettiğimiz başka çocuklarda da kadınlarda da yaşadık. Narin'in acısı yüreklerimizi dağlamış, vicdanlarımızı kanatmışken 2 yaşındaki Sıla'nın istismar sonrası entübe edildiği haberi sözün bittiği yer oldu. Tacize, tecavüze uğrayan çocuklarımız maalesef en yakınları tarafından katlediliyor.
Soruyoruz Neden? Narin’i hayattayken koruyamadınız, kayboldu bulamadınız, ölümü hakkında susuyorsunuz. Bir çocuk neden öldürülür, neden kaybedilir, 20 haneli bir köyde bir çocuk 19 gün neden ve nasıl bulunamaz? Neden yayın yasağı getirilir? Narin in kayboluşu ve bulunamayışı nasıl bir Türkiye’de yaşamak zorunda bırakıldığımızın açık belgesidir.”

Yeni eğitim modeli müdürlere tanıtıldı Yeni eğitim modeli müdürlere tanıtıldı

“Çocuk ölümlerinde, kadın ölümlerinde katil yandaşsa hele, katilin korunacağını Rabia Naz’dan öğrenmiştik, Aladağ’da yanan kız çocuklarından biliyorduk” diyen Başol, şunları kaydetti:
“ O nedenle 19 gün boyunca her gün daha yüksek sesle sormaya devam ettik: ‘Narin Güran nerede?’ Ataerkil zihniyet, tarikat, ataerkil sistem hep birlikte bir çocuğu daha kaybetti. 8 yaşında öldürülen 19 gündür kayıp bedeni bir torbada bulunmuş bir kız çocuğunun ardından. Aileden 23 kişi şüpheli olarak gözaltındayken. Yayın yasakları ile gizlilik kararları ile eril şiddetin üstünü örtemeyeceksiniz. Aile ve sosyal politikalar bakanına soruyoruz: “Aile içinde kadına, çocuğa yönelen ataerkil şiddeti “güçlü kutsal aile söylemleri ile savunmaya devam mı edeceksiniz?” Şüphelilerin hepsi Narin’in en yakınındaki kişiler. Kız çocuklarının cenazelerinin üzerine gelinlik örterek kutsal aile içindeki şiddetin üstünü örtmenize izin vermeyeceğiz. 
Narin doğduğu evde ve doğduğu aile tarafından katledildi.Narin'in öldürülmesi saklanan örtbas edilen sindirilerek yok edilen, başka ölümleri de gün ışığına çıkardı. Narin'in ablası da ölmüştü, bir kuzeni intihar sonucu öldüğü söyleniyor, bir diğer kuzeni intihar etmeye çalıştı ve engelli biri olarak yaşamaya çalışıyor. Bu gerçekler Narin'in katledilmesi ve bunun peşini bırakmayan kadınlar sayesinde ortaya çıktı.

“YARGI VE KOLLUK NEREDE DİYE ARTIK SORMAYACAĞIZ”

Başol, sözlerini şöyle tamamladı:
“Narin’in kaybolmasından sonra gerekli tedbirler alınmadı, arama çalışmalarında AKP’li bir milletvekili ‘Aileyle 40 yıllık dostluğumuz var diyerek’ açıkça faillere referans oldu. Bilmedikleri ise kadınlar direnmeye ve birbirleri ile dayanışmaya ve birbirlerine güç olmaya devam edecekler. Kendi yaşam hakkımızı kimseye emanet etmeyeceğiz ve kimseden yaşam hakkımız için izin istemedik, istemeyeceğiz de. Tüm kadınlara çağrımızdır kendimizi ve yanımızda olan her kadının gözü kulağı ve sesi olacağız. Zira yaşam hakkımızı, en temel haklarımızı güvence altına alacak hiçbir kurum yok. Yaşamak ve birbirimizi yaşatmak için direneceğiz ve kendimizi savunacağız. Çocuklarımızın korunması için gerekli her türlü önlemin alınması adına toplumun her kesimini duyarlılığa ve ortak hareket etmeye davet ediyoruz. Çocuklar bizim geleceğimizdir ve onların haklarını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘Vatanı korumak çocukları korumakla başlar’ sözünü rehber edinen bizler bir Narin ve Sıla olayı daha yaşanmaması için çocukları da kadınları da doğayı da hayvanları da Tekirdağ Kadın Dayanışma Platformu olarak her türlü mücadeleyi büyük bir kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Basın açıklamasına CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun,  Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar, CHP Tekirdağ İl Başkanı Şenol Özgür Taşmerdivenli, DEVA Partisi İl Başkanı Ozan Varan, CHP Süleymanpaşa İlçe Başkanı Ali Engin de katıldı.

2403Eb5A 6900 44Bb Bbcb E024060Dcb6A2E02B361 3F19 4252 98D3 1Fcea5Ad827B

6516C158 017E 413A 9876 3D4932F4E7Cf

Kaynak: Gökmen Yüce