Yontar, yaptığı açıklamada, TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti tarafından torba yasa olarak getirilen Vergi Kanunu’nun görüşüldüğünü ve tüm itirazlarına rağmen AK Parti ve MHP oylarıyla kabul edildiğini söyledi. 
Türkiye’nin vergi politikasının aksayan ciddi birtakım sorunları bulunduğunu belirten Yontar, “Vergi yükünün dağılımının adil olmaması en önemli problemlerden biridir. Anayasamızın 73’üncü maddesinde ödeme gücü ilkesi tanımlanmıştır. Buna göre, ‘Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır.’ demektedir. Ancak vergi sistemimiz ödeme gücü ilkesinden uzaktır. Ülkemizde vergi yapısı dolaylı vergilere dayalı olup, harcamalar üzerinden alınan KDV, ÖTV gibi vergilerin payı yüzde 65 iken gelir ve servet unsurları üzerinden alınan dolaysız vergilerin payı yüzde 35’dir.”

VERGİ TABANA YAYILMIYOR

Yontar, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Verginin tabana yayılmadığı, çok yüksek bir kayıt dışılık oranının varlığını sürdürdüğü bir ekonomik yapı hüküm sürmektedir. 
Vergi sisteminde bir bütünsellik bulunmamaktadır. Özellikle torba kanunlarla belli alanlarda getirilen vergi düzenlemeleri, istisnalar ve muafiyetler vergi kanunlarında sistematik bir bütünlükten yoksun bir yapı ortaya çıkarmıştır. 

101 yıldır hiç sönmeyen meşale: Cumhuriyet 101 yıldır hiç sönmeyen meşale: Cumhuriyet

2003-2023 arasında 14 adet vergi affı kapsamında matrah artırımı ve varlık barışı kanunu çıkarılmıştır. Böyle bir ortamda sağlıklı işleyecek bir vergi sistemi kurmak ve mükelleflerin vergilerini düzenli olarak ödemelerini sağlamak mümkün gözükmemektedir. 

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim de en çok üzerinde durduğumuz konulardan biri, çiftçinin kullandığı mazottan, tarımsal amaçlı kullanımdan ÖTV alınmamasıdır. Bu kanun teklifinde ona ilişkin bir düzenleme yoktur.” 

“Sonuç olarak, önümüze getirilen bu kanun teklifi son derece yetersiz bir düzenleme olup, kamuoyunda vergi adaletinin sağlanması yönünde oluşan beklentilere cevap vermemektedir. Ancak vergi adaletinin bir an önce sağlanması sadece parti olarak bizim değil tüm Türkiye’nin beklentisidir” diyen CHP’li Vekil, bunun için birtakım öneriler sıraladı:

“Öncelikle yüzde 65’ler seviyesinde olan Dolaylı Vergilerin Toplam Vergi Gelirleri içindeki payının azaltılması gerekmektedir.
Vergi Affı, Varlık Barışı gibi uygulamalara son verilmelidir. AKP hükümetleri tarafından af beklentilerinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmamıştır. Aksine vergi ve prim affı niteliğinde birçok düzenleme yapmıştır.
1924-2000 yılları arasında 26, 2002-2023 yılları arasında 14, AF kanunu çıkarılmıştır.
Yani AKP döneminde neredeyse her 1,5 yılda bir af çıkartılmıştır. Bugün ülkemizde gelir dağılımı, Cumhuriyet tarihinin en kötü günlerini yaşamakta olup görüşülen kanun teklifinde, emekli maaşları ve asgari ücret artışlarına ilişkin, kamuda çalışan taşeronların kadroya alınmasına, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasına, daha adaletli bir gelir dağılımının sağlanmasına ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasına yönelik hiçbir düzenleme yoktur. Vergi harcamaları, diğer bir ifadeyle istisna, muafiyet ve indirimler nedeniyle vazgeçilen vergilerin tutarı çok yüksek seviyelere ulaşmıştır. 2023 yılında bütçe açığı 1 trilyon 375 milyar lira iken vazgeçilen vergiler 1 trilyon 477 milyar liradır. Bu vergi harcamaları, istisnalar, muafiyetler olmasa Türkiye'de bütçe fazla verir noktadadır. Bu çerçevede, buna ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bir taraftan vergi dilimlerinin genişletilmesi, diğer taraftan da vergi oranlarının düşürülmesi gerekmektedir. Teklif metninde buna ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur.” 


“Söz konusu teklifte emeklilerle ilgili düzenlemeler yetersiz olup,  Cumhurbaşkanınca ilan edilen Emekliler Yılı’na uygun düzenlemeler yapılmamıştır diyen Yontar, şunları kaydetti: 
“Yoksulluk sınırının 62.653 liraya, açlık sınırının 19.234 liraya çıktığı, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı, TÜİK verilerine göre enflasyonun yüzde 71,60’a tırmandığı, küçük esnaf, çiftçi, memur-emekli ve tüm dar gelirlilerin durumlarının gittikçe kötüleştiği bir ortamda, kamuoyunda oluşan tepkiler nedeniyle en düşük emekli maaşının 10.000 liradan 12.500 liraya yükseltilmesi, emekliyi yakan bu enflasyon ortamında son derece yetersizdir. Biz en düşük emekli aylığının asgari ücret olan 17.000 liraya eşitlenmesi hususunda kamuoyunda baskı unsuru olmaya devam edeceğiz.” 

Yontar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Emeklilerin kök aylıkları değişmediği müddetçe yapılan zamların bir neticesi olmayacaktır. Buradaki amaç en yüksek alanla en düşük alanın maaşını en alt seviyede eşitlemek olduğunu görüyoruz. İktidar sistemi düzeltmek yerine emekli aylıklarında dipte bir eşitlik sağlamayı hedeflemektedir. Böylece dipteki emekli aylıklarında bir miktar iyileştirme yapılırken daha yukarıdaki emekli aylıkları aşağıya baskılanmaktadır. Biraz fazla aylık alan emekliler de dipte, sefalet aylığında eşitlenmiş olacaktır. Daha fazla prim ödeyen veya uzun süre çalışmış olanlar daha düşük emekli aylığı alacaklardır. Emekliler tıpkı asgari ücrette olduğu gibi dipte eşitlenecektir. Ülkenin sınırlı kaynakları Kur Korumalı Mevduat, dövize endeksli Kamu Özel İşbirliği projeleri nedeniyle bir avuç iktidar yanlısı mutlu azınlığa aktarılırken gelir dağılımındaki eşitsizlik ülkeyi uçuruma götürecektir. Devlet en büyük vergi gelirini her zaman olduğu gibi ücretlilerden kaynağında kesmektedir. Biz asgari ücretlinin maaşlarından vergi kesilmemesini savunduk ve savunmaya da devam edeceğiz.”

Kaynak: Haber Merkezi