Ekran dediğimizde telefon, tablet, bilgisayar, televizyon gibi hepimizin hayatında çokça yeri olan teknolojik cihazlar geliyor akıllara. Bir yetişkin olarak teknolojinin yarar ve zarar ilişkisini göz önünde bulundurduğumuzu varsayarsak belirli bir zaman aralığında kullanımının yarar sağladığını düşünebilirim. Ama çocuklar için durum başka, gerekli önlemler alınmadığı, ekran maruziyeti önlenmediği taktirde, tütün mamulleri tüketen birinin yanında bulunarak pasif içiciliğe maruz bırakılmaktan bir farkı yok bence. Bebek denecek yaşlardan itibaren süre gözetmeksizin ekran maruziyeti yaşıyor çocuklar.

Çok defalar tanık olduğum bir durumdur ki daha çevre algısı gelişmesine fırsat verilmeden bebeklerin önüne telefon ekranı dayatılıyor. Çocuk ne çevresel uyaranların farkında, ne geldiği ortamın... Ebeveynler kendi rahatları uğruna çocuklarına bu kötülüğü nasıl yapabiliyorlar aklım almıyor. Oyuncaklarıyla oyun oynaması gereken yaştaki çocuk hipnotize olmuş bir şekilde ekrana maruz bırakılıyor. Çocuklar sağlıklı gelişim göstermek için akranları ile sosyalleşmeli, iletişim kurmalı, çevresindeki seslere kulak vermeli, etrafını keşfetmeli.

Bu konuda çok fazla araştırma yapmış ve okumuş biri olarak şunu söyleyebilirim ki; ileride dikkat problemleri, hiperaktivite, dil gelişim bozuklukları, empati kuramama, algı bozuklukları gibi problemlerle çokça karşılaşacak bu çocuklar.

Zaten apartman hayatı yaşadığımız, çocuklarımızı özgürce sokağa gönderemediğimiz zamanlarda büyümek zorunda kalıyorlar. Evde geçirilen süre en verimli şekilde değerlendirilmeli. Çocuklarla, özellikle bebeklerle bol bol göz teması kurulmalı, duyusal oyunlar oynanmalı, aktivite ve etkinlik kitapları yapılmalı. Sadece uslu dursun, sizi yormasın diye ufacık bir çocuğun önüne ekran dayatılmamalı.