Çevre bilinci, bir toplumun gelişmişlik düzeyini gösteren en önemli göstergelerden biridir. Ne yazık ki, Türkiye’de  çevre bilinci ve farkındalık eksikliği ciddi bir sorun... Yolda yürürken, deniz kenarında ya da ormanlık bir alanda elindeki çöpü yere atmayı normal bulan bir zihniyetin varlığı, söz konusu...

Bolu ve Bursa İnegöl Belediyeleri bu konuda önemli adımlar atarak, şehirdeki kamera sistemleriyle yerlere çöp atanları tespit edip, cezai işlem uygulayarak önlem almaya çalışıyor. 
Bu kapsamda Bolu'da yere çekirdek kabuğu, sigara izmariti veya çöp atanlara 14 bin 407 lira idari para cezası uygulandı. 1 ayda  toplamda 5 milyon 297 bin 463 TL ceza kesildi.

Bursa İnegöl Belediyesi de yere sigara izmariti atan 248 kişiye toplam 508 bin 896 lira ceza uyguladı.

Çevreyi kirleten firmalara ceza uygulanmasının yanı sıra   bireysel olarak yere çöp atan vatandaşlara da ceza uygulanması, özellikle bilinç düzeyi düşük toplumlarda caydırıcı bir etkiye sahip olduğu yadsınamaz. Mevcut yasalar her belediyeye çevre kirliliği konusunda yaptırım uygulama yetkisi veriyor. Fakat birçok belediye, vatandaşların bireysel kirliliğine ilişkin bu yasaları ne yazık ki etkin bir şekilde uygulamıyor... 


Tekirdağ'da  özellikle çevreyi kirleten bireylere yönelik denetimlerin ve cezai yaptırımların uygulanması elzem hale geldi. Tekirdağ'ın sembolik yerlerinden biri olan Çır Çır Tepesi, adeta şehrin çöplüğü olma yolunda ilerliyor...

 Şehrin manzarasını izlemek için tercih edilen bir yer olmasına rağmen, çevresel kirlilik konusunda ciddi sorun söz konusu ..
Manzaraya karşı oturup, sohbet edip, içkisini, kahvesini  içmek isteyenler aynı zamanda çöplerini de bırakıyor...Sahilde ve millet bahçesinde de durum aynı..

Keyifle oturup, çekirdeğini, içeceğini çöpünü bulundukları yere bırakmaları, toplumun çevreye karşı duyarsız ve bilinçsiz olduğunun en somut göstergelerinden biri.

Belediyelerin temizlik birimleri, şehrin temizliğinden sorumlu olsa da bu, vatandaşların çevreyi kirletme hakkına sahip olduğu anlamına gelmez. Çevrenin korunması ve temiz tutulması, yalnızca belediyelerin değil, tüm bireylerin ortak sorumluluğudur. Özellikle semt pazarlarından sonra ortaya çıkan görüntü, bu sorunun ne denli büyük boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Pazarcıların ve halkın, temizlik bedelini ödedikten sonra "Belediyenin sorumluluğu" diyerek çevreyi kirletme hakkını kendilerinde görmesi, toplumda çevre bilincinin yetersiz olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Kısa vadede yasal denetimlerin ve cezai yaptırımların etkin bir şekilde uygulanması,
çevre kirliliğiyle mücadelede önemli...Siyasi kaygı gütmeden,  mevcut yasalar uygulanmalı...

Çevreyi koruma bilincinin yaygınlaştırılması için hem yasal yaptırımların sıkı bir şekilde uygulanması hem de uzun vadeli eğitim programlarının hayata geçirilmesi mühim.