İYİ Parti Tekirdağ İl Başkanı Gökhan Metiner, 25 Ağustos’ta Süleymanpaşa İlçe Başkanı Metin Gazioğlu ve yönetiminin tanıtıldığı toplantıda, 1 Eylül’den sonra partisinin Tekirdağ’da çok daha fazla görüneceğini söylemişti.
Ancak İYİ Parti bırakın sahada daha çok görünmeyi, adeta ortadan kayboldu.
Başta Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ve Süleymanpaşa Belediyesi olmak üzere belediye yönetimleri il genelinde bu kadar hata yaparken, vadettikleri projeler konusunda geriden gelirken, İYİ Parti’nin sessiz kalmasını yönetim eksikliğinden kaynaklandığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Eğer İYİ Parti biraz muhalefet yeteneğine sahip olsaydı, halkın yaşadığı yoksulluk, yüksek enflasyon, okullardaki temizlik sorunu, trafik sorunu, çevre kirliliği ve sağlık konularında eleştirilecek o kadar şey varken, kabuğuna çekilip beklemezdi.
İYİ Parti’nin Tekirdağ’da muhalefet etmedeki yetersizliğinin yanı sıra örgütlenme, partiye insan kazandırma noktasında da çok eksik olduğu açıkça görülüyor.
Genel Başkan değişikliğinin ardından yeni bir heyecanla sokağa daha çok inmesi beklenen İYİ Parti’yi alanda gören varsa söylesin. Partiye yeni üye nasıl kazandırılır? Ya bireysel çalışmalar yaparsın, ya da yerel ve ulusal sorunlar karşısında zamanında verdiğin tepkiler sayesinde halkın gözünde bir umut ışığı olursun. Tekirdağ’da bu ikisinden de uzakta bir İYİ Parti görüyoruz.
Gökhan Metiner, 25 Ağustos’taki toplantıda “İYİ Parti ile ilgili ‘Üye azalması var, çalışılmıyor, teşkilatlar kapalı’ gibi söylemler var. Bunu asla kabul etmiyoruz” demişti. Aslında geldiğimiz noktada durum tam da bu.
Son toplantıda Metiner CHP’yi kastederek, “Çeşitli hassasiyetlerle aldığınız oyu, kendi oyunuz zannettiniz. Nezaketimizi bozmuyoruz. Biz İYİ Partiliyi hiç kimseye ezdirmeyiz, hakir gördürmeyiz, buna cesaret edeni biz bu sokaklarda gezdirmeyiz. Gerekeni yaparız. 1 Eylül’den itibaren de herkes bunu görecek” ifadelerini kullanmıştı.
Gelinen noktada bu gidişle sanırım haklarını savunacağınız üyeniz de kalmayacak. Türkiye siyaseti her an her şeye gebe. İYİ Parti Tekirdağ’da bir an önce şapkayı önüne koyup hem yerel hem genel siyasete dair sözünü söylemeli, “ben de buradayım” demeli. Yoksa son seçimde oldukça düşen oyları, bir dahaki seçimde tamamen eriyip gider.
Bu arada Gökhan Bey’e haksızlık yapmamak, çalışmaları varsa bunları da yazmak için hem geçen hafta, hem de bu hafta iki kez kendisini aradım. Hem telefonu açmadı hem de dönmedi. İYİ Parti işin basın ayağında da sınıfta kaldı.