Dünya, karanlık bir gecede yine insanın kanını donduran bir kötülüğün şahidi oldu. Filistin’de İsrail tarafından bir hastaneye düzenlenen saldırıda birçok sivil öldürüldü. 
Bu katliamda da dil, din, ırk ayrımı yapılması ise insanoğlundan umut edilmeyeceğini gösterdi. Gerçekleşen savaş suçuyla değil de kime olduğuyla ilgilenilmesi ayrımın ve iki yüzlülüğün göstergesi olarak tarihe kazındı.
 “Bütün dünya bir araya gelse bunlar yaşanmaz” denilirken; aslında dünya bir araya gelebiliyor fakat, kimin durumu yaşadığına göre pozisyon alıp, ona göre duruş sergileniyor. Öldürülen binlerce masum insanın sorumlusu ise bu tutumdur.
Dünya devi ve medeniyetin timsali olarak tanımlanan ülkeleri yönetenlerin, kötülüğü nasıl sıradanlaştırdığını ve manipüle ettiğine şahit olmak ise ayrı bir acı…
Liderler, açıklamalarıyla, medya ise haberlerinde kullandığı dil ile İsrail’in yaptıklarını sansürleyerek durumu manipüle etmeye devam ediyor. 
Saldırının İsrail tarafından yapılmasının yanı sıra Hamas’ın yaptığına ilişkin de iddialar söz konusu… Her ikisi de hastaneye saldırabilir. Filistin halkıyla Hamas özdeşleştilmemeli. Devletleri yönetenler veya örgütler, kendi çıkarları doğrultusunda halkları kullanır… Bir kesimin dediği gibi Hamas’ın hastaneye saldırması nedeniyle, İsrail’in saldırıları yok hükmünde mi sayılmalı?
“Gazze’de yaşanan acılar” denirken, acılara neden olan “İsrail’in dile getirilmemesi, batı liderlerinin ve medyasının, suç işleyen İsrail’in yanında durduğunu gösteriyor.
Durumun farkında olan söz konusu ülkelerin vatandaşları ise meydanlarda Filistin’e yapılan saldırıları protesto ediyor.
Yönetenlerin, acımasız ve çıkarcı politikaları yüzünden savaşlar çıkıyor,  masum insanlar acı çekiyor, öldürülüyor. 21. yüzyılda devam eden ortaçağ barbarlığıyla hala karşı karşıya kalan insanoğlu, bir adım ilerleyemiyor.