Tüm ülke 8 yaşındaki Narin'in katledilmesiyle sarsılırken  bir vahşet haberi de  yanı başımızdan geldi.
Malkara'da 2 yaşındaki bebeğin darp edilerek beyin kanaması geçirdiği ve cinsel istismara uğradığı haberi herkesi derinden yaraladı....

8 Eylül Pazar günü  düştüğü gerekçesiyle Devlet Hastanesi'ne getirilen Sıla bebeğin, darp edilerek beyin kanaması geçirdiği tespit edilirken, vücudunda cinsel istismara ilişkin de bulgulara rastlanıldı.  


Detaylar açıklandıkça nasıl bir karanlığın içinde  olduğumuz tekrar tekrar yüzümüze çarpıyor.
Annenin olaydan 3 gün sonra bebeği, hastaneye götürmesi,  istismarı fark etmiş olmasına rağmen bulgu ve izleri adli makamlara bildirmeyerek, gizlemesi..... Her bir detay  insanın nefesini kesecek vahşetlikte...

Anne dahil  olmak üzere toplam 5 kişi tutuklanırken,tutuklulardan ikisi 14 ve 13 yaşındaki  komşu çocukları....
Başta aile içi olmak üzere toplumun her kesiminde  ardı ardına yaşanan, şiddet, cinayet, istismar toplumsal ve kültürel sorunların yansımasıdır.

8 yaşındaki bir çocuğun öldürülüp, çuval içine konularak dere yatağına bırakılması, 2 yaşındaki bir çocuğa yönelik şiddet ve istismar sadece bireysel bir sapkınlık değil... Aileleri tarafından istismar edilen, şiddet gören, katledilen çocukların olması ciddi bir toplumsal meseledir.
Toplumun genelinde ciddi bir ahlak ve eğitim problemi söz konusu...

Her geçen gün artan yozlaşmayla birlikte başka trejedilere tanık oluyoruz...

Yönetenler ise aile içi güvenlik ve çocukların korunmasına yönelik etkin politikalar uygulamak, güçlü bir eğitim sistemi kurmak yerine, hamaset yapmayı tercih ediyor....

Sokakta, iş yerinde, seyehat ederken,  evde aile içerisinde dahi güvende olunmayan toplumsal bir yapının olduğu ülkede yaşamaya çalışıyoruz.
Hem fiziksel hem de psikolojik şiddete maruz kalma riskiyle karşı karşıya kalırken, adalet ve koruma mekanizmalarının yetersizliği, eğitim, aile alanlarında güçlü ve etkin politikalar yürütülmemesi, birçok alanda kutuplaştırıcı,  şiddet dili kullanan yöneticilerin olması,  kadınların, çocukların üzerindeki mevcut zihniyetin dönüşmemesi bu güvensizlik ortamını daha da derinleştiriyor