Sadece Tekirdağ değil, çevre illerin de sağlık ihtiyacının karşılanacağı iddiasıyla açılan hastaneler, Tekirdağlılara dahi zor hizmet veriyor.
Hekim ya da ekipman eksiklikleri, nitelikli, tecrübeli doktorların kalmaması, devasa binalarda sağlık hizmeti alamayan Tekirdağlıları mağdur ediyor. 
Devlet hastanelerinde doktor eksikliği ve yoğunluk nedeniyle randevu alınamazken, üniversite hastanesinde ise profesörlerin teker teker ayrılmaları, deneyimli ve daha yetkin doktorların kalmaması, hastanelerde çoğu ekipmanların bulunmaması şehirde ciddi bir sağlık krizine neden oluyor. 
Günlük bakılan hasta sayısı ve hastalara ayrılan muayene sürelerinin de doğru ve nitelikli ilgilenmeyi engellediği belirtiliyor. 3 saat içerisinde 75 hastaya bakmak zorunda kalan bir doktorun, hastaya ayrılan süre içerisinde teşhis anlamında gözünden kaçan detaylar olabileceğine de ayrıca dikkat çekiliyor. Öte yandan, mevcut koşullar nedeniyle deneyimli çoğu doktorun gitmesi ve mesleki anlamda yeterliliğe sahip olmayan doktorlar nedeniyle sağlık alanında büyük problemler yaşanıyor.
Alanında başarılı bir doktora tanıdık bulup randevu alamazsan, kendi imkanlarınla sistemden randevu alıp gitmen oldukça  zor oluyor.
 Mesleki deneyim ve nitelik anlamında etkin olmayan hekime denk geldiğinde ise doğru teşhis konulamama riskiyle karşı karşıya kalınabiliyor. Şehrimizde ne yazık ki bunun örnekleri oldukça fazla...
Örneğin kalp hastası biri yaklaşık 3 buçuk ay kardiyoloji doktoru için randevu almaya çalışıp, en sonunda bir "tanıdık" vasıtasıyla iki gün içerisinde doktora ulaşabiliyor. 
Sayın yöneticilerimiz, "efendim randevu alınabilen diğer doktorlarımız da var. Hepsi sağlıkçı. Özellikle bazı isimlere gidilmek isteniyor. Hepsi doktor”  deseler de öyle olmuyor maalesef... 
Boşuna kullanılan bir sürü ilaç ve çözülememiş bir sağlık problemiyle karşı karşıya kalınabiliyor.
Örneğin; belinde rahatsızlık olan bir vatandaşa “hemen ameliyat yapılması gerekiyor” denilirken,  işinde başarılı olduğu dile getirilen iki farklı  doktor alternatif çözümler sunarak, ameliyatın gerekli olmadığı bilgisini paylaşabiliyor.
Birkaç yıl önce safra kesesinde problem olan hamile bir vatandaşa farklı hekimler, acil ercp yapılması gerektiği ve cihazın Tekirdağ'da olmadığını dile getirirken,  İstanbul'a giden hastanın, oradaki hekimden Tekirdağ'da da cihazın ve operasyonu yapabilecek hekimin mevcut olduğunu öğrenmesi ise başka bir durum...
Hastanelerdeki sistem krizleri ise başka bir acı tabloyu gözler önüne seriyor. 
Elini kesen ve Şehir Hastanesinin acil kısmına giden bir vatandaş,  sistem kilitli olduğu ve  girişi yapılamadığı için doktora ulaşamıyor ve araştırma hastanesine gitmek zorunda kalıyor.  Çünkü sistemin ne zaman açılacağı belli olmadığı ve hasta girişi yapılamadığı için doktor bakıp, müdahale edemezmiş...  Ticari taksiyle hastaneye ulaşan vatandaş, oradan tekrar taksi tutarak başka bir hastaneye geçiyor...
Özel hastanelerin durumu ise tam bir ticarethane mantığında... Devlet hastanelerinde doktora ulaşamayan ve ücret karşılığında daha nitelikli sağlık hizmeti almak isteyen vatandaşlar da hayal kırıklığına uğrayabiliyor. Hatta sağlığı ile ilgili doğru teşhis dahi konulmadan hastaneden ayrılabiliyor. 
Patronların boyunduruğundaki doktorlar, hastaneye gelir getirmesi amacıyla gerekli olmayan tetkikleri talep edebiliyor. Yeter ki hangi problem varsa çözülsün mantığındaki vatandaş ise sorgulamadan talep edilenleri yerine getiriyor. 
Tabi burada da sağlığınız yine doktorun inisiyatifinde ince bir çizgide.. Doktorun doğru bilgilendimesi, durumu önemsemesi gibi birçok etken mevcut... Doktorun doğru bilgilendirmemesi ve gerekli tetkikin, cihaz olmadığı gerekçesiyle yapılmadığı örnekler de oldukça fazla.
Mevcut koşullarda sağlık hizmetlerinden yararlanamayan vatandaşlar ise çözümü şehir dışında arıyor.
Büyükşehir vasfında olan ve devasa büyüklükte hastanelere sahip Tekirdağ'da doktora ve donanımlı hastaneye denk gelmek büyük bir şans...